by EmrE SERDAR
  16 mayıs 2008 -Petrol fiyatları 128 Dolara yaklaştı - GAP Projesi 4 milyon kişiye istihdam sağlayacak
 

Petrol fiyatları 128 dolara yaklaştı

 
 
A.A.
 
Uluslararası piyasalarda ham petrol fiyatları ABD Doları'nın değerinin düşük olması, Çin'in dizel yakıt talebinin artacağı beklentileri ve Goldman Sachs'ın petrol fiyatı tahminini artırması üzerine 128 dolara yaklaştı.

ABD ham petrolünün varil fiyatı Haziran ayı teslimi 127,82 doları gördükten sonra 126,70 dolardan işlem görmeye başladı.

Londra Brent tipi ham petrolün varil fiyatı da 126,16 dolara kadar çıktı.

Enerji piyasalarındaki en aktif yatırım bankası Goldman Sachs, bu yılın ikinci yarısı için ortalama petrol fiyatı tahminini 107 dolardan 141 dolara çıkardı.

Çin'in, depremin önemli kentlere enerji arzını sarsması ve yaz mevsiminde Olimpiyat Oyunları'ndan önce şirketlerin stok yapmasının gelecek ay ithal dizel talebini hızla yükseltmesi beklentisi de petrol fiyatlarını artırıyor.
Suudi Arabistan Petrol Bakanı Ali El-Naimi'nin gelecek 20 yılda Asya'nın petrol tüketiminin günlük 20 milyon varil artacağı ve 2030 yılına kadar küresel petrol talebinin yüzde 60 yükseleceği açıklaması da petrol fiyatlarını yükselten etkenlerin arasında gösteriliyor.




GAP Projesi 4 milyon kişiye istihdam sağlayacak

 
 
A.A
 
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, GAP projesinin yalnızca tarımsal üretimi artırmakla kalmayacağını ve yaklaşık 4 milyon kişiye yeni istihdam kapısı olacağını belirtti.

Ekonomiye ilişkin görüşlerini açıklayan Bakan Şimşek, dünyada gıda ve enerji fiyatlarındaki belirsizlik sürdüğü için, kısa vadede tahminlerde bulunmanın zor olduğunu, ancak gerçekleştirilen yapısal reformlar nedeniyle, enflasyonun orta vadede, kalıcı şekilde, 'düşük tek haneli' rakamlara gerileyeceğini belirtti.

Türkiye'deki enflasyon artışının, para ve maliye politikasından değil, tamamıyla gıda ve enerji fiyatlarından artıştan kaynaklandığının altını çizen Şimşek, enflasyon konusunda şu tespitte bulundu:

“Şu ana kadar ekonomik büyüme, potansiyelimizin altında seyrediyor. Bu nedenle, ekonomideki talep baskısı zayıftır. Türkiye'de, iş gücü kapasitesi itibarıyla da bir baskı yoktur. Enflasyon tamamıyla, enerji ve gıda fiyatlarının baskısından oluşmaktadır, yani 'arz kaynaklı' bir enflasyon vardır.
Geçen yıl, daha sıkılaştırılmış bir mali politika öngörmüştük, ancak küresel ekonomik şartlar hızla değişiyor ve uzun dönemde Türkiye'nin lehine olacak, yatırımlara yönelik adımlar atmaya karar verdik.

Para ve maliye politikasında bir gevşeme yok, Faiz Dışı Fazla'da (FDF) geçen yıl ne ise bu yıl da aynı hedef var. Ayrıca biz FDF hedefi konusunu, IMF ile de görüştük, onlar da mali disiplinde herhangi bir gevşeme olmadığı görüşündeler.”

MERKEZ BANKASININ BAĞIMSIZLIĞI...

Merkez Bankası konusuna da değinen Şimşek, Merkez Bankasının bağımsız bir karar verme yetkisine sahip olduğunu, ancak Merkez Bankası bağımsızlığının yanlış anlaşıldığını ifade etti.

“Ben Merkez Bankasının bağımsızlığı ve fiyat istikrarına gönülden inanmış bir insanım” diyen Bakan Şimşek, Merkez Bankası ile Hükümet arasındaki ilişkiler konusunda ise şunları söyledi:

“Göreve geldiğim günden şu ana kadar, Merkez Bankası politikası üzerine hiç bir yorumda bulunmadım. Bizim için Merkez Bankasının kredibilitesi, fiyat istikrarı ve düşük tek haneli enflasyon çok önemli...Ben Merkez Bankasının görüşlerine her zaman saygı gösteririm. Merkez Bankasının bağımsız olması demek, para politikası kararları verilirken bağımsız hareket etmesidir, yani enstrüman bağımsızlığıdır. Merkez Bankasının ana görevi fiyat istikrarıdır, fiyat istikrarındaki en önemli araç da faizdir.

2006 yılında, gelişmekte olan piyasalarda bir türbulans yaşanmış ve Türkiye'de Merkez Bankası, başka ülkelerde nadir görülebilecek yüksek dozda bir reaksiyon göstermiş. Yani eleştirilere rağmen faizleri yükseltmiş ve uzun bir süre de yüksek faiz seviyesini devam ettirmiş. Şimdi, bu davranış, Merkez Bankasının faiz ve para politikasını belirlemede bağımsız olduğunu gösterir.”

TÜRKİYE, GIDA ÜRÜNLERİNDE ÖNDE GELEN ÜLKE OLACAK...

Gıda üretimini çok ciddi biçimde artırarak, Türkiye'yi, dünyanın en önde gelen gıda üreticisi ülkelerinden biri haline getirmeyi amaçladıklarını kaydeden Bakan Şimşek, gıda üretimini arttırmadaki en önemli projenin ise GAP olacağını bildirdi. Şimşek, GAP konusunda yapılacaklarla ilgili şöyle konuştu:

“Gelecek yıl, GAP'a ek 3,6 milyar YTL aktaracağız. Bu sene ise toplamda 2,3 milyar YTL aktarmış olacağız.
GAP'taki tüm eksik kalmış çalışmaları tamamlayacağız ve sulamasıyla, ulaştırmasıyla, bu önemli projeyi Türkiye ekonomisine kazandıracağız.
GAP projesi, yalnızca tarımsal üretimi arttırmakla kalmayacak ve yaklaşık 4 milyon kişiye yeni istihdam kapısı olacak.”

IMF HEYETİ, NİHAİ DEĞERLENDİRME İÇİN GELECEK...

Şimşek ayrıca IMF heyetini; Program Sonrası Nihai Değerlendirme için davet edeceklerini, daha sonraki aşamada, eğer hükümet olarak 'İhtiyati Stand-By' konusunda karar almaları durumunda, onun için IMF'yi ayrıca davet edeceklerini belirtti.
IMF'nin, “Program Sonrası İzlemeyi” başlatmak için Türkiye'ye gelmesine gerek olmadığına işaret eden Şimşek, “bu karşılıklı yazışmalarla gerçekleştirilebilir” dedi.

Devlet Bakanı Şimşek, IMF ile ilişkilerin geleceği konusunda şöyle konuştu:

“IMF heyetini, program sonrası nihai değerlendirme için davet edeceğim. Tamamıyla kendi iç düzenlemeleri gereği buna ihtiyaç duyuyorlar. Fon, IMF kaynaklarını çok uzun süreli ve yüksek miktarda kullanan ülkeleri program sonrası izler.
Daha sonraki aşamada, eğer Hükümet olarak 'İhtiyati Stand-By' konusunda karar kılarsak, onun için IMF'yi ayrıca davet ederiz.
IMF kotamızın artması, hem tem temsil yetkimizi artıracak, borçlanma faizini indirecek.
Türkiye, dünyada 15.büyük ülke konumundadır. Kotada Milli Gelir ve satın alma gücü paritesi dikkate alınacağı için bundan sonraki aşamada, Türkiye'nin IMF'deki konumu daha da önemli olacak.”
Öte yandan IMF'nin, Program sonrasına ilişkin raporu önümüzdeki aylarda hazırlayarak Fon Yönetimine sunacağı belirtiliyor.

KREDİ NOTU ARTACAK

Türkiye'nin kredi notuna ilişkin gelişmelere de değinen Bakan Şimşek, sosyal güvenlik gibi en hassas alanda bir reformun kabul edildiğini, enerji, istihdam gibi önemli reformların gerçekleştirildiğini, bu reformların etkisiyle, Türkiye'nin kredi notunun artacağını kaydetti.

Cari açığın yapısal bir sorun olduğunu belirten Şimşek, yapısal reformların uygulamaya girmesiyle azalmaya başlayacağının altını çizerken, orta vadede de, Türkiye'nin “yatırım yapılabilir” ülke notunu alacağına inandığını vurguladı.

 
  Bugün 1 ziyaretçi (9 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol